ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

GÖYNÜK

BOLU İLİ GÖYNÜK İLÇESİ
GÖYNÜK İLÇE TANITIM
göynük
bolu göynük
göynük bolu
göynük resimler
göynük fotoğraflar
göynük manzaralar
göynük görüntüler
göynük video
göynük spor
göynük haber
göynük harita
göynük ulaşım
göynük iklim
göynük turizm
göynük otel
göynük yurt
göynük pansiyon
göynük konaklama
göynük akşemseddin
göynük evleri
göynük konut
göynük emlak
göynük daire
göynük arsa
göynük toki
göynük lojman
göynük kiralık
göynük satılık
göynük sağlık
göynük hastahanesi
göynük devlet hastahanesi
göynük kaymakamlık
göynük belediye
göynük nüfus
göynük emniyet
göynük meb
göynük eğitim
göynük okul
göynük kurs
göynük lisesi
göynük ekonomi
göynük sanayi
göynük ticaret
göynük tarım
göynük hayvancılık
göynük dağları
göynük akarsuları
göynük ovaları
göynük yaylaları
göynük gölleri
göynük dernek
göynük yemekleri
göynük doğa
göynük gezi
göynük tatil
göynük kültür
göynük sanat
göynük
Ancak 1096`da haçlı seferlerinin başlamasıyla uzun yıllar Türk-Bizans savaşları yaşandı. Her iki tarafın uç kuvvetleri arasında ileri geri taşmalar olduysa da genellikle Denizli-Kütahya-Eskişehir-Bolu dolayları her iki taraf için sınır oldu. 1243 Kösedağ savaşından sonra Moğollar Anadolu`ya hakim oldular, Selçuklulara
genel0020.jpg
bağlı uç beyleri de İlhanilere vergi vermek suretiyle kendi varlıklarının devamını sağlamaya çalıştılar. Bu beyliklerden biri de Göynük beyliğidir. Bazı kaynaklarda Umurbey beyliği diye de geçmektedir. (Göynük ilçesine bağlı Umurlar köyü mevcuttur.)
Kaynaklar Göynük Emiri Cakü beyin emrinde üç bin atlı olduğunu kaydetmekte sonraki yıllarda Umurbey diye kayıtlara rastlanmaktadır. Ancak bazı kalelerinde tekfurlar elinde olduğu rivayet edilir.
elsanatlari_0004.jpg
GÖYNÜK İLÇE DAĞLAR
 Abant Silsilesinin devamını oluşturan Kapıormanı Dağı 1277 m. Yüksekliğinde iken, doğuya doğru gidildiğinde Arıkçayırı tepesi 1617 m’yi bulmaktadır. Köroğlu Dağlarının kapsamındaki Kocaman Dağ 1379 m. İken, Güneydoğuya doğru gidildiğinde Köroğlu kayası 1720 m. Ye ulaşmakta ve ilçemizdeki en yüksek nokta olmaktadır.Göynük, doğuda Buzluk, batıda Boztepe, kuzeyde Zincirlikayalar, güneyde Erenler ismini taşıyan yüksek tepeler arasındaki yamaçlarına yaslanarak kurulan tipik bir Anadolu kasabasıdır. Arazi batıya doğru alçalmaktadır. ...Göynük Çayı ve Sofuali Çayı ilçenin güneybatısında birleşerek ilçeden çıkarlar, dar ve derin vadilerden geçerek Sakarya nehrine karışırlar. Şehrin içinde ve kenarlarında Sela Kayası, Kızılkaya, Bozdağ ve Buzluk dağları vardır.
BOLU GÖYNÜK ÇAYI
Sakarya Havzası içinde yer alır. Esas kaynağını Çubuk Gölü ayağından alır. Yan dereler yardımı ile beslenir. Göynük`ten geçtikten sonra Değirmenözü,İbrahimler ve Hatip Deresi`ni alarak Göynük ve Bolu il sınırlarından çıkar. Doğu-batı istikametinde eğimi takip ederek Sakarya Nehri`ne ince bir vadi ile açılır. Eğimin fazla olduğu yerlerde hızlı akışlıdır. Eğimin fazla olduğu yerlerde hızlı akışlıdır. Eğimin azaldığı yerlerde ise çok geniş olmamakla birlikte menderesler çizerek yoluna devam eder. En fazla akım nisan-mayıs aylarında görülür. Zaman zaman ilkbahar ve yaz aylarında görülen sağanak yağışlar ile coşarak etrafındaki tanm alanlarını önemli ölçüde tahrip eder. 1991 yılının temmuz ayında meydana gelen sel felaketi şehir merkezinde evlerin yıkılmasına,bazı araçların sele kapılıp gitmesine ve hayvan telefine sebep olmuştur.

BIÇAKÇI ÖMER DEDE TÜRBESİ
(Ömer Sikkin)
Akşemseddin Hz.’yle aynı dönemde yaşamıştır.Hacı Bayram Veli Hz.’nin Müritlerindendir. Göynük’te oturur, bıçakçılık yaparak geçimini sağlardı.Miladi 1475 yılında vefat ettiği rivayet edilir. Bir Cuma günü namazdan sonra Akşemseddin Hazretleri cami’de zikir halkası kurar.Bıçakçı dede halkaya katılmayarak bir köşede sohbete başlar, bunun üzerine
Akşemseddin Hz. “halkımıza katılmaz ise Hacı Bayram Veli Hz.’nin tacını ve hırkasını alırız”der. Bıçakçı Dede’de meydana bir ateş yaktırarak” “keramet tac’da ve hırkadaysa biz yanarız, bizdeyse onlar yanar” Bıçakçı dede ateşten sapasağlam çıkar.
DEBBAĞ DEDE TÜRBESİ
Hayatı ile ilgili menkıbelere dayanır.Mesleği deri tabakçılığıdır.Halk kendisini Tabak Dede diye tanır.Anlatılanlara göre ermiş ve ermişlikte yüksek bir mertebeye ulaşmıştır.
Bir hac mevsiminde Göynük ve civarından bir grup müslüman hac ibadetini yerine getirmek için hicaz’a giderler ve görevlerini yerine getirirken hacılardan biri kaybolur.
Diğer hacılar döner, o kalır, çaresizlik içinde kıvranırken arap’ın biri yanına gelip derdini sorar, o da anlatır.Arap merak etmemesini Göynük’ten bir zat’ın her sabah namaz için Mekke’ye geldiğini, onunla dönebileceğini söyler.”Namazdan sonra sıkıca sarıl, ne derse desin sakın bırakma”der.Adam söylenenleri yapar, Tabak Dede bakar ki kurtuluş yok,”gözlerini yum, ben aç demeden, açma, bu olayıda kimseye söyleme”der
Birlikte Göynük yakınlarına gelirler Gümele (şimdiki Mihal.Gazi) köyünden olan bu adam bir süre sonra dericilikte kullanılan tetere otu satarken Göynük’te Tabak Dede’yi tanır, “vademiz dolmuştur, suyumuz ısıtılsın”der ve vefat eder.
http://organikersag.blogspot.com.tr/