14 BOLU
Sayfalar
Ana Sayfa
ERSAĞ
VİDEOLAR
BOLU TARİHİ
BOLU SPOR
DÖRTDİVAN
GEREDE
GÖYNÜK
KÖROĞLU
BOLU YEMEKLERİ
KIBRISCIK
MENGEN
MUDURNU
SEBEN
YENİÇAĞA
BOLU RUŞUR TAŞI
ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA
ersağ
-
ERSAĞ RESMİ WEP SİTESİ DEĞİLDİR
ERSAĞ
-
RESMİ ERSAG WEP SİTESİ DEĞİLDİR
Ersa� Temizlik ve Kozmetik �r�nleri Resmi Web Sitesi
-
YENİÇAĞA
BOLU İLİ YENİÇAĞA İLÇESİ
YENİÇAĞA İLÇE TANITIM
yeniçağa
bolu yeniçağa
yeniçağa bolu
yeniçağa resimler
yeniçağa fotoğraflar
yeniçağa manzaralar
yeniçağa görüntüler
yeniçağa haber
yeniçağa harita
yeniçağa video
yeniçağa spor
yeniçağa ulaşım
yeniçağa iklim
yeniçağa turizm
yeniçağa göl
yeniçağa kuş cenneti
yeniçağa otel
yeniçağa yurt
yeniçağa pansiyon
yeniçağa konaklama
yeniçağa konut
yeniçağa emlak
yeniçağa daire
yeniçağa toki
yeniçağa arsa
yeniçağa lojman
yeniçağa kiralık
yeniçağa satılık
yeniçağa sağlık
yeniçağa hastahanesi
yeniçağa devlet hastahanesi
yeniçağa kaymakamlık
yeniçağa belediye
yeniçağa nüfus
yeniçağa emniyet
yeniçağa meb
yeniçağa eğitim
yeniçağa okul
yeniçağa kurs
yeniçağa lisesi
yeniçağa ekonomi
yeniçağa sanayi
yeniçağa ticaret
yeniçağa tarım
yeniçağa hayvancılık
yeniçağa balıkçılık
yeniçağa dağları
yeniçağa akarsuları
yeniçağa yaylaları
yeniçağa gölleri
yeniçağa dernek
yeniçağa yemekleri
yeniçağa doğa
yeniçağa gezi
yaniçağa tatil
yeniçağa kültür
yeniçağa sanat
yeniçağa
YENİÇAĞA İLÇE TARİHİ
5. MEHMED REŞAD (1844–1918)
Otuzbeşinci Osmanlı padişahıdır. 02 Kasım 1844 yılında doğdu. Abdülmecid’in oğludur. Annesi Gülcemal Kadın Sultan’dır. Saray geleneklerine göre eğitim ve öğrenim gördü. II. Abdülhamit’in tahtan indirilmesi üzerine, 27 Nisan 1909’dan 3 Temmuz 1918’e kadar tahta kaldı. I. Dünya Savaşı’nın son yılında hastalandı. Kısa bir süre hasta yattıktan sonra öldü. Eyüp’te iskele civarına yaptırılan ve oldukça güzel bir bina olan türbesine gömüldü.(3 Temmuz 1918)
Mehmed Reşad padişahlığı döneminde Çağa’da büyük bir yangın meydana gelmiş, kasabanın büyük bir kısmı yanmıştır. Onun hilafetinde Çağa kasabasına gerekli yardımlar yapılmış, nihayet kasabanın şimdi olduğu yere taşınmasına karar verilmiştir. Sultan Reşad zamanında ve onun iradesiyle gerçekleştiği için yeni yerleşim yerine onun adı verilmiştir.
Sultan Reşad’ın, şehir mühendislerini buraya gönderdiği ve mühendislerin hipodamos[i] planda Reşadiye’nin kurulmasını tasarladıkları halk arasında anlatılır. 1934 yılına kadar kasabının adı Reşadiye olarak kalmıştır.
REŞADİYE TARİHİ
Ülkelerin ve şehirlerin hayatı insanların hayatı gibidir. Doğar yaşar ve ölürler. Nice tükenişlerde büyük umutlar, nice sonlarda yeni başlangıçlar yaşanmıştır. Yeniçağa’da böyledir. Yeniçağa’nın var oluş sebebi Çağa’nın tükenişidir. Eğer Çağa’da yaşanan yangınlar olmasaydı Reşadiye kurulamazdı. Bin yıllık Çağa, gelecek yılların ihtişamını, merkez olma özelliğini Reşadiye’ye terk eder. Yaşayanları, kurucuları aynı halktır. Çağa artık Reşadiye’dir.
1909 tarihinden sonra Çağa’da yangına uğrayan halk Gölağzı (Mumpınarı)na yerleşmeye başlar. Kurulan yeni yerleşimin adı Osmanlı Devletinin halifesi ve padişahı olan 5. Mehmet Reşad’a atfen “Reşadiye” olacaktır.
REŞADİYE NE ZAMAN KURULDU?
Reşadiye’nin kuruluşu için “Güzellikler Diyarı Yeniçağa” kitabında ve halk arasındaki anlatımlarda farklı tarihler verilmektedir. Bu tarihlerden birincisi 1907 olarak gösterilmiştir. Bu aynı zamanda Reşadiye’deki Reşad Camii (Yukarı Çami) nin yapımı için verilen tarihtir.
Bir başka tarih olarak da Çağa’daki yangınlar için Hicri 1324 (1907-1908) tarihi verilmektedir. Çağa’dan Reşadiye’ye göç için ise Hicri 1325 (1908) tarihi gösterilir.
Yine Atatürk’ün Reşadiye’ye gelişinin anlatımlarında da Çağa’dan göç 1907 yıllarına götürülür. Bir diğer husus da Sultan Reşad Camii yanı Yukarı Camii’nin kapısının üzerinde bulunan levhada 1903 tarihi bulunmaktadır. Bu levha sonradan yazılmıştır. Bir belge özelliğini taşıyan 1903 tarihi nereden alınmıştır? Bu tarih kesinlikle doğru değildir. İleride görülecektir ki, Sultan Reşad Camisi 1910 yılından sonra yapılmıştır.
Osmanlı Devlet Arşivlerinden, Çağa ve Reşadiye ile ilgili bilgiler ışığında yukarıdaki anlatımların doğru olmadığını görüyoruz. Çünkü Çağa’da meydana gelen yangın 1909 tarihinde olmuştur. Bu yangın ile ilgili elimizdeki ilk belge 1909 tarihlidir.[ii] İkinci belge ise daha kesin bir tarih vermektedir. Tarih 30 Mayıs 1909’dur.[iii] Belgeler ışığında Çağa’da meydana gelen son yangının 1909 yılının kış mevsiminin bitiş zamanında Nisan, Mayıs aylarında olduğunu söyleyebiliriz. Bu tarihten önce Reşadiye’nin kurulduğu iddia edilemez.
Açıkladığımız belgelerde yeni kurulacak yerleşim yerinin Gölağzı diğer adıyla Mumpınarı mevkisinde olacağı bildiriliyor. Yer tespiti uygunluk çalışmaları yapılıyor. Tüm bunlardan sonra kurulacak yerleşimin yeri resmi yazılarla Babıâli’yle izin işlemleri tamamlanıyor. Bu yazışmalar 1909- 1910 yılı içinde yapılmaktadır. Yukarıdaki anlatımlarda tarih tespitinde bir büyük hata daha vardır. O da, Yeniçağa’nın kurucusu olarak kabul edilen Sultan Reşad tahta 1909 yılında çıkmıştır. Yeniçağa’nın, Reşadiye adıyla 1909’dan önce kurulması ve Reşadiye diye adlandırılması da mümkün değildir.
Çağa Kasabasının, Gölağzı’na nakli ile ilgili belgelerin tarihlerine bakıldığında 1909–1910 tarihli oldukları görülecektir. Reşadiye’ye göç ve inşaat izni için resmi belge 13 Şubat 1910 tarihlidir. Bu tarihten önce Reşadiye’ye göçün olduğu, ev ya da cami inşaatı yapıldığı düşünülemez.
Sonuç olarak Reşadiye 1910 yılında kurulmaya başlanmıştır. Bu tarih en erken tarih olarak görülebilir. Bu tarihten önce Yeniçağa’nın olduğu yer sadece bir ova idi. Ortasından Bolu-Gerede karayolu geçmekte idi. Reşadiye, 1910 tarihinden sonra imar edilmeye başlanmıştır. Kuruluş tarihi olarakta 1910 tarihi kabul edilmelidir.
YENİÇAĞA İLÇE TARİHİ
17 Temmuz 1934 yılında Mustafa Kemal Atatürk Reşadiye’yi ziyaret etti. Bu ziyarette Reşadiye halkı Atatürk’e büyük sevgi gösterilerinde bulundu. Atatürk’ün ziyaretinde bugünkü ismine kavuşan Yeniçağa, yine 1934’te Bucak oldu.
Atatürk 17 Temmuz 1934’de Bolu’ya giderken önce Gerede’ye sonra da Reşadiye’ye gelir. Atatürk Reşadiye’ye geldiğinde yanında Prof. Afet İnan, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Ordu Müfettişi Fahrettin Altay, Milletvekili Kılıç Ali Bey, Nuri Conker, Salih Bozok, Bolu Milletvekili İsmail Hakkı Bey, Rize Milletvekili Hasan Cavit Bey ve yaverler vardı.
Atatürk’ün Reşadiye’ye gelişi şöyle anlatılır:
”17 Temmuz 1934’de Bolu’ya doğru yol alıyorlardı. Yolun tozlu ve bozuk düzen olmasına rağmen manzara güzeldi. Çam ormanları arasından kısa duraklamalarla gidiliyordu. Saat 12.00’ye doğru Gerede’ye geldiler. Geredelilerin sevinçleri sonsuzdu. Bolu Valisi Ali Rıza Bey, bir heyetle konukları il sınırında karşıladı. Gerede’de yollara halılar serildi. Gerede’nin mesire yeri Ramazan Dede (Esentepe)’de büyük hazırlıklar yapıldı. Doğruca buraya geldiler. Öğle yemeği neşe içinde yendi. Şimdi Bolu yolunda idiler. Konvoy Bolu yoluna harekete geçti. Yol Reşadiye’den geçecekti. Reşadiye’ye geldiler. Burası küçük ve sevimli bir köydü. Reşadiye halkı Atatürk ve yanındakileri karakolun karşısında coşkun bir sevinçle karşıladılar. Yollara halılar serilmişti. Atatürk ve yanındakiler arabalardan indiler. Reşadiye İlkokulu’ndan iki kız öğrenci etrafı çiçeklerle süslenmiş Atatürk resmini ona doğru giderek verdiler. Atatürk onları sevdi, okşadı. Reşadiye İlkokulu öğrencileri öğretmenlerinin işaretiyle şu şarkıyı seslendirdiler:
Hoş geldin Büyük Gazi hoş geldin
Seni biz candan severiz
Seni biz candan severiz
Sana feda canımız
Sana feda canımız
Bize bir yeni vatan verdin tarihleri doldurdu
Hep sonsuz inkılâpların.
Konuklar millet bahçesine davet edildiler. Reşadiye’nin ileri gelenleri ile Atatürk arasında şu konuşmalar geçti:
-Siz buraya nereden geldiniz?
-Çağa’dan Paşam. Çağa’da birkaç yangın oldu 1910’daki büyük yangından sonra tamamen buraya yerleştik.
-Tamam. O zaman Çağa yanmış. Orası Eskiçağa, burası yeni kurulduğu için Yeniçağa. Burası bundan sonra Yeniçağa olarak anılsın.
-Nahiye olmak istiyoruz paşam.
-Tamam dileğinizi yerine getireceğim. Bir dahaki gelişimde burayı nahiye olarak görmek istiyorum. Hayırlı uğurlu olsun.
-Sağ olun, var olun paşam.
-Çok güzel bir memleketiniz var. Daha önce görmüş olsaydım belki payitahtı buraya kurdururdum.[xii]
Atatürk daha sonra buradan hareketle yanındakilerle beraber Bolu’ya gider. Reşadiye halkı nahiye olmanın da sevinci ile Atatürk’ü uğurlar. 1934’de Dâhiliye Vekâleti’nin (içişleri Bakanlığı) kararı ile Reşadiye adı “Yeniçağa” olarak değişir. Çağa Köyü de Eskiçağa olacaktır. Yeniçağa nahiye olur.
YENİÇAĞA BELEDİYESİ
Yeniçağa’da 1962 yılında Belediye Teşkilatı kuruldu. Yeniçağa’nın ilk belediye başkanı o zamanın bucak müdürü Hüseyin Deligöz’dür. Yeniçağa’da Belediye Teşkilatının kurulmasında Hüseyin Deligöz’ün katkıları çoktur. Yeniçağa ilçeSi belediye başkanları şunlardır:
Hüseyin Deligöz’den sonra emekli emekli öğretmen Mehmet Güngör, ardından İbrahim Soysal daha sonra Ömer Sayın,İhsan TURHAN belediye başkanı oldular. 2009 yılında yapılan seçimde Ahmet KIZILTAN belediye başkanlığını kazanarak bu görevi yürütmektedir.
Yeniçağa İlçesi’ne büyük hizmetler yapan bu büyük insanların ölenlerini rahmetle, yaşayanlarını saygı ile anıyoruz.
Yeniçağa her geçen gün büyüdü ve güzelleşti. 1966 yılında Yeniçağa Ortaokul’u öğretime açıldı. Bu okul karma ve 155 mevcut 5 öğretmen ile eğitime başladı.
Yeniçağa Bucağı, Bakanlar Kurulu’nun 09.05.1990 tarih ve 3644 sayılı kanunu ile ilçe oldu. Karar 20 Mayıs 1990 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanıp yürürlüğe girdi. 5 Eylül 1991 günü hükümet konağının açılışı yapılarak ilçe resmen faaliyete geçmiştir.[1]
YENİÇAĞA İLÇE COĞRAFYA
Yeniçağa, Türkiye’nin Batı Karadeniz Bölgesi’nde yer alan Bolu ilinin ilçesidir. 40 derece 29 dakika ve 32 derece 37 dakika doğu boylamlarıyla, 40 Derece 15 dakika ve 41 derece 05 dakika kuzey enlemleri arasında yer alır. Başkent Ankara’ya 150 km.-İstanbul’a 305 km. mesafededir. D100 Karayolu ilçe merkezinden, TEM Otoyolu güney bitişiğinden geçer. Batısında yer alan Bolu ili 37 km. mesafededir. Kuzeyinde Mengen İlçesi 23 km., doğusunda Gerede İlçesi 15 km., güneyinde bulunan Dörtdivan İlçesi 9 km. Göynük İlçesi 137, Kıbrıscık İlçesi 100 km., Mudurnu İlçesi 89 km., Seben İlçesi 89 km. uzaklıktadır.
Yeniçağa İlçesi, küçük bir ovanın içinde, Yeniçağa Gölü ile yan yanadır. Bolu Ovası’ndan doğuya doğru 50–60 metrelik bir yükselti eşiği ile Yeniçağa Ovası’na geçilir. Buradan da bir yükselti ile Gerede ve Dörtdivan ovalarına çıkılır. Bolu Ovası’ndan Yeniçağa’ya, oradan da Gerede ve Dörtdivan’a yükseklik basamak basamak artar. Yeniçağa ve Gerede sahalarının doğuya doğru yükselen basamakları volkanik bir kompartuman ve bir fay sahası olup birinci dereceden deprem kuşağı içindedir.
Yeniçağa ovası, Kuzey Anadolu fay kuşağının etkisiyle oluşmuş bir çukurluğun, sonradan alivyonlarla dolması sonucu oluşmuş küçük bir düzlüktür. Üçgen biçimli bu düzlüğün genişliği yaklaşık 25 km² kadardır; bu alanın 2,6 km²’sini Yeniçağa Gölü, buna yakın bir bölümünü de Yeniçağa Gölü’nün oluşturduğu turbalık kapatmaktadır. Yeniçağa Gölü 286 hektardır. Gölün deniz seviyesinden yüksekliği 989 metredir. Yeniçağa Ovası’nın deniz seviyesinden yüksekliği ise 990 metredir. İlçenin en yüksek yeri 1150 metre ile Kocabaş Dağı’dır.
Yeniçağa Ovası’nın güneyinde Kocabaş Dağı başlar. Bu yükselti aynı zamanda Yeniçağa’dan Dörtdivan’a çıkışı sağlar. Kuzeydoğusunda Arkot Dağı’nın uzantısı vardır. Kuzeyde ise Eyli, Göncek ve Ericek Dağı bulunur. Yeniçağa Ovası, kuzey ve güneydeki yükseltilerin arasında bir düzlük olarak yer alır. Yeniçağa Ovası’nı çevreleyen dağlık alanın geçmişte ormanlarla kaplı olduğuna şüphe yoktur. Fatih Sultan Mehmet’in Amasra’yı fethe giderken gür ormanlar nedeni ile bu bölgede zor ulaşım sağladığı anlatılır.
YENİÇAĞA İLÇE NÜFUS
İlçenin nüfusu 1990 nüfus sayımına göre; merkez:5331,köy:5543 Toplam:10.874 . 1997 nüfus sayımına göre: merkez:5929, köy:4.170 Toplam:10.099’dır. 2000 nüfus sayımına göre: merkez:6364, köy:3719 Toplam: 10.083 kişidir. Yeniçağa İlçesi merkez nüfusu 1985-1990 yılları arasında 27,5 oranında, 1990-1997 yılları arasında 15,2 oranında, 1997-2000 yılları arasında 23,6 oranında 1985 ile 2000 yılları arasında 21,0 oranında artış göstermiştir. Yeniçağa köylerinde ise büyük bir düşüş söz konusudur. Bunun da temel sebebi işsizlik ve eğitimdir.
ADI
20.10.1985
21.10.1990
30.11.1997
22.10.2000
2008
YENİÇAĞA MERKEZ
4.646
5.331
5.929
6.364
5279
YENİÇAĞA KÖY
5.633
5.543
4.170
3.719
2883
TOPLAM
10.279
10.874
10.099
10.083
8162
Yeniçağa İlçesi Merkez ve köy nüfusundaki artış hızları
YENİÇAĞA İLÇE İKLİM
Yeniçağa İlçesi’nin iklimi Karadeniz İklimi özelliğini taşır. İç Anadolu ikliminin de etkisi vardır. Kışlar soğuk ve yağışlı, yazları ılıktır. Her mevsim yağış beklenir. En fazla yağış Ocak ayında, en az yağış Ağustos ayındadır. Kar yağışlı günler ortalaması 25.9, don olan günlerin ortalaması ise 98 gündür.
Yeniçağa İlçesi’nin iklim verileri şöyledir.
İLÇE
RAKIM
(M)
YIL. ORT. SICAK.
(Cº)
YILLIK YAĞIŞ
(mm)
YENİÇAĞA
750
9,6
525
YER ALTI ZENGİNLİKLERİ
Yeniçağa Ovası’nın toprak oluşumu; kil, çakıl ve stil taşıdır. Zemin yapısını; alüvyon, neojen, yaşlı tortular, volkanik kayaçlar ve traverstenler kaplar.
İlçedeki başlıca yeraltı zenginlikleri: Çamlık Köyü’nde demir, Yukarı Kuldan Köyü’nde linyit kömürü, kaolin ve maden suyudur. Yeniçağa ormanca zengin olup, bu yağışların toprağa kolayca sızmasını sağlar. Bu da yeraltı su tabakasının zenginleşmesine neden olur. Sulardan bir kısmı diplere kaymadan yamaçlar boyunca yüzeye çıkarak çeşitli tatlı su kaynakları ve pınarları oluşturur. Buna karşın sular farklı bölümlerde toplanmışsa, altta mağmadan gelen kızgın gazların etkisi ile maden suları oluşur. Yeniçağa’daki maden suyu bu özelliklere sahiptir.
Bir başka yeraltı zenginliği torf toprağıdır. Çağa Gölü’nün çevresinden çıkar. Özellikle kuzey ve batısı geniş torf alanıdır. Torf toprağı, nemli ve çok yağış alan, yaz sıcaklıklarının düşük olduğu yörelerde bataklık ve benzeri su altındaki arazilerde yetişen bitkilerin kısmen çürümesi ve kalın yataklar meydana getirmesi sonucu oluşur. Asit reaksiyonludur. Azot dışında diğer besin elementlerince fakirdir, hafif geçirgen ve gevşek yapıda olup, su tutma kapasitesi çok yüksektir. Nispeten sterildir.
Torf, linyit kömürünün henüz olgunlaşmamış şeklidir ve terkibi de linyit kömürü gibidir. Bitki artıklarının ve yosunların uzun yıllar sonucu çürümesiyle oluşan tamamen doğal bir üründür. Bir toprak çeşidi de değildir. Çok miktarda organik madde içermekte ve fiziksel özellikleri yönünden tohumların çimlenip büyümesinde uygun bir ortam yaratmaktadır.
Turba, Kuzey Avrupa ülkelerinde ısınmak için katı yakıt olarak kömür briketi yapımında ve termik elektrik elde etmede kullanılmaktadır. Yeniçağa İlçesinde zengin turba rezervleri mevcuttur. İlçemizdeki turba rezervi şöyledir.
YENİÇAĞA İLÇE TARIM VE HAYVANCILIK
Bolu ilinde Yeniçağa, sebze üretiminin ve çeşitliliğinin en az olduğu ilçedir. Temel iki ürün fasulye ve balkabağıdır. Tarla üretiminde temel ürün buğdaydır. Buğday yanında az miktarda arpa ve yulaf üretilmektedir. Meyve üretiminde az miktarda elma, armut ve erik ile ürün deseninde çeşitliliğin az olduğu ilçelerden birisidir. Yeniçağa İlçesi’nde toprak bakımından ekilmesi uygun olan ürünler şunlardır: Şeker Kamışı, Macar Fiği, Tritikale, Silajlık Mısır.
Eskiden insanların büyük kısmı geçimlerini sağlamak için tarımla uğraşmak zorunda idiler. Topraktan alınan ürünler sayesinde yaşam devam ettiriyordu. İnsanlar ekmek için un, un için buğday elde etmek zorunda idiler. Tahıl, sebze, bakliyat tümünü insanlar kendi imkânları ile yetiştirmeye çalışıyordu. Osmanlı Devletinde toprak devlete ait idi. İnsanlar toprağı ekerek geçimlerini sağladıkları gibi vergilerinide elde ettikleri üründen veriyorlardı. Toprağı sebepsiz ekmemek suç sayılırdı. İki sene üst üste toprak ekmeyenin toprağı elinden alınır, ağır cezalara çarptırılırdı.
Yeniçağa İlçesinde hayvancılıkta, tarımda olduğu gibi istenilen seviyeye gelememiştir. Bolu’nun ilçeleri arasında %1’lik oranla hayvancılıkta en az hayvancılık yapılan ilçedir. Kanatlı hayvan üretiminde de Yeniçağa en az üretim yapan ilçe durumundadır. Yine arıcılıktada durum aynıdır. Yeniçağa İlçesi hayvansal üretim gelirinde Bolu ilçeleri arasında en az pay alan ilçe konumundadır.
Yeniçağa İlçesi küçükbaş hayvan sayıları ve yüzde dağılımı
ÇAĞA GÖLÜ EFSANESİ
Çağa Gölü için anlatılan bir efsane vardır. Bu hikâye dini motiflerle süslü ve tarihsel gerçeklikten uzaktır. Bu efsane şöyledir:
Çağa Gölü’nün olduğu yerde bir köy varmış. Bu köyde yaşayan insanlar kazandıklarına şükretmezler, fakirlere yardım etmezlermiş. Sıcak bir yaz günü ihtiyar bir adam köye gelmiş. İhtiyar aç, susuz ve muhtaçmış. Köydeki evlerin kapılarını tek tek çalarak bir parça ekmek, bir yudum su istemiş. Hiç kimse bu zavallıya yardım etmemiş. Geriye sadece bir ev kalmış. Bu evde, vatanı için savaşa gitmiş bir adamın karısı ve çocuğu varmış. İhtiyar kapıyı çalmış, kapıya çıkan kadın ihtiyarın halini anlamış, fakat onunda yiyecek bir parça ekmeği ve bir tas ayranından başka bir şeyi yokmuş. Kadın elindekilerin yarısını ihtiyara vermiş.
Hikâyenin bundan sonraki kısmında aslında ihtiyarın Hızır olduğunu ve köy halkını sırayla sınavdan geçirdiğini görüyoruz. Tüm köy sınavı kaybederken, kadın sınavı kazanmıştır. Hızır, kadına çocuğunu alıp köyü terk etmesini söyler. Köy helak olacaktır. Çünkü köy halkı büyük bir suç işlemiş, kazandıklarından dolayı azmış, fakirlere yardımı kesmiştir. Kadın, çocuğunu alıp köyü terk eder. Bu arada köy sular altında kalmaya başlar. Bunun şiddetini anlatımda bilemiyoruz. Kadın bu felaket olurken dayanamaz ve geri dönüp köye bakar. O an sırtındaki çocukla taşa dönüşür. Bu taşın Şahnalar Köyü mezarlığının olduğu yerde bulunduğu ve yabancılar tarafından İngiltere’ye götürüldüğü anlatılır.
Bu efsane Türkiye’de başka yerler içinde anlatılmaktadır. Efsanede dikkat çeken şey, olayın peygamberlerin hayatlarından esinlenerek, bir anlamda doğaçlama yapılmış olmasıdır. Hızır ile Musa(AS)’ın bir kıssası vardır. Bu kıssada Hızır, Allah’ın izni ile Dünya’da gezer ve insanları eksiklerinden dolayı cezalandırır. Olayın ilk kısmı budur. Hızır (A.S.) köye gelir ve insanları sınavdan geçirir. Köy halkı erdemli davranmamıştır.
Köyün sular altında kalması, Nuh Peygamberin kavminin helak olma olayıdır. Nuh Peygamberin kavmi, Allah’a isyan edince Tufan çıkmış her yer sular altında kalmıştır. Kadının geri dönüp köye bakmaması, bakarsa taşa dönüşeceği de, Lut Peygamber ile ilgilidir. Lut Peygamberin zamanında Sodom ve Gomoro halkı isyan edip kötü yolda ısrar edince helak olmuşlar, Lut Peygamber ile inananlar kurtulmuştur. Kavmi helak olurken Lut Peygamber, yanındakilere “geri dönüp bakmayın” diye emreder. İşte bu istek aynen Çağa Gölü Efsanesinde de kullanılmıştır.
Bu anlatımlardaki unsurlar dini kaynaklıdır. Demek ki geçmiş çağlarda, gölün oluşumu bu şekilde açıklanmıştır. Efsanede gerçeklik ne kadardır bir tarafa, güzel bir mesaj verdiği kesin… Kazandığından fakirlere vermeyi unutma!
Ana Sayfa
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)